Türk Kütüphanesi

Sakarya Meydan Savasi

İnönü'de ikinci kez yenilen Yunanlılar,
ordularını güçlendirmek amacıyla
kuvvetlerini artırmışlardı. Türk Ordusu
ise henüz hazırlıklarını
tamamlayamamış, yurdun bütün
kaynaklarından faydalanma imkanını
bulamamıştı. Ancak II. İnönü
Savaşından sonra, Güney Cephesi kaldırılmış,
Güney ve Batı cepheleri birleştirilmişti.
Böylece Batı Cephesinde daha fazla kuvvet
toplamak imkanı sağlanmıştı.
Yunanlılar, 10 Temmuz 1921'de iki ayrı
cepheden taarruza geçerek Türk Ordusunu
yok etmek istediler. Desteklenmiş
kuvvetleriyle güçlü bir şekilde ilerlemeyi
başardılar. Türk Ordusu, zor durumdan
kendisini kurtarmak amacıyla Eskişehir'e
kadar çekildi. Mustafa Kemal Paşa, 18
Temmuz 1921'de Batı Cephesi karargahına
geldi ve durumu yakından görüp inceledi.
Ordunun düzenlenip kuvvetlendirilmesi için,
Sakarya'nın doğusuna kadar çekilmesini
gerekli gördü. Bunun üzerine, Türk Ordusu, 25
Temmuz 1921'de taktik savunma yapmak
amacıyla Sakarya'nın doğusuna çekildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları
Sakarya'nın doğusuna çekilmekle askeri
bakımdan büyük bir avantaj elde etti. Türk
kuvvetleri için zor olsa da, Yunanlılar için
daha zor olan bir durum oluşturuldu. Böylece,
Türk kuvvetleri düşmanın gelişen
taarruzlarının tehdidinden kurtarılmış,
Sakarya'nın doğusunda yeniden düzenlenerek
savunma gücü artırılmıştı. Yunanlılar ise
mevzilerini genişletmişler, ulaştırma şartları
zor bir arazide ilerlemek ve ikmal yapmak
zorunda kalmışlardı.
Sakarya gerisine çekilme, halkın maneviyatı
üzerinde ciddi bir sarsıntı oluşturmuştu ve
Meclis'te de bunun belirtileri ortaya çıkmıştı.
Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri; "Ordu
nereye gidiyor, millet nereye götürülüyor? Bu
hareketin elbette bir sorumlusu vardır, o
nerededir? Bu çok acı veren durumun ve
yürekler acısı görünümün gerçek
sorumlusunu ordunun başında görmek
isterdik" diyerek Mustafa Kemal Paşaya dil
uzatmaya başladılar. Büyük Millet
Meclisi'nde ve dışarıda son çare ve son tedbir
olarak Mustafa Kemal Paşa'nın ordunun
başına geçmesinde fayda umulduğu yolunda
bir kanaat oluştu. Bunun üzerine Mustafa
Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921'de Büyük Millet
Meclisi'ne verdiği bir önerge ile
Başkumandanlığı kabul ettiğini bildirdi ve
ancak Meclis'in elindeki yetkileri de fiilen
kullanmayı talep etti. Bu önerge üzerine
Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri,
kendisine Başkomutan ünvanını ve Meclis'in
yetkilerini kullanmak hakkını önce vermek
istemediler. Ancak ünvan ve yetki, 5 Ağustos
1921 tarihli kanunla tanındı.
Mustafa Kemal Paşa, 12 Ağustos 1921'de
Polatlı'daki Cephe Karargahına giderek
ordunun başına geçti. Cephede teftiş
yaparken, attan düşerek birkaç kaburga
kemiği kırıldı. Savaşı cephede yaralı ve
kaburga kemiği sarılı bir şekilde idare etmek
zorunda kaldı.
23 Ağustos'ta düşman ordusu ciddi olarak
cephemize taarruz etti. Ordumuz. 100
kilometrelik cephe üzerinde cereyan eden
meydan muharebesinde, düşmanın üstün
kuvvetlerini ilk önce yıpratarak, taarruza
devam etmekten yoksun bir hale getirdi. 23
Ağustos'tan 13 Eylül'e kadar gece gündüz
aralıksız yirmi iki gün devam eden bu kanlı
savaştan sonra, düşman ordusu mağlup ve
perişan bir şekilde cepheyi terketti.
Sakarya Meydan Savaşı sonucu, askeri
harekat yön değiştirmiştir. Sakarya, geri
çekilme ve gerilemenin durdurulduğu ileri
gidişin başladığı noktayı oluşturmuştur.
Sakarya Zaferi, bütün memlekette günlerce
süren coşkun sevinç gösterilerine ve
heyecanlı kutlamalara vesile oldu. Meclis, 19
Eylül 1921'de kabul edilen bir kanunla, Türk
Milletinin bir şükranı olarak Mustafa Kemal
Paşa'ya Mareşallık rütbesi ve Gazilik ünvanını
verdi.
Sakarya Zaferi, dış ilişkilerimizde
durumumuzun düzeltilmesine ve itibarımızın
artmasına yardımcı oldu. 9 Haziran 1921'den
beri Ankara'da Fransız temsilcisi Franklin
Bouillon'la görüşmeler yapılmaktaydı. Bu
görüşmeler, Sakarya zaferinden sonra, 20
Ekim 1921'de Ankara'da olumlu bir şekilde
sonuçlanarak, Ankara İtilafnamesi adıyla
tarihe geçen bir antlaşmayla noktalandı.
Sakarya zaferi, askerlik ve politika
bakımından da Kurtuluş Mücadelemizin
önemli bir merhalesi oldu. Yunan ordusunun
taarruz kabiliyeti kırıldı.
19 Eylül Atatürk’e 1921 yılında Mareşallik
rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür.
2002 yılında çıkarılan bir yasa ile ülkemizde
her yıl 19 Eylül "Gaziler Günü" olarak
kutlanmaktadır.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol