Türk Kütüphanesi

Lozan Baris Antlasmasi

Mudanya Mütarekesi sonucu, kesin
barış antlaşması görüşmelerine
gidilmiş ve tarafsız bir ülkenin şehri
olarak Lozan (İsviçre) görüşmelerin
yapılacağı yer olarak seçilmiştir.
Lozan Barış Konferansı'nda, yalnız
Yunanistan'la bir hesaplaşma ve savaşa son
veren bir barış antlaşması yapma söz konusu
değildi. Aynı zamanda, I. Dünya Savaşı'nın
galipleri ile hesaplaşma, hukuki ve siyasi
yönden uyuşmazlıkları çözümleme,
yüzyıllardan beri süre gelen sorunlara çözüm
aranmaktaydı. Açıkça, "Doğu Meselesi" bütün
konferansın ağırlık merkezini oluşturuyordu.
Barış Konferansı, 20 Kasım 1922 Salı günü
saat 16'da Lozan şehrinin Mont Benon
Gazinosu'nda toplandı. Tarafsız İsviçre
Konfederasyonunun Başkanı Habab'ın
konuşması ile açıldı. Lord Curzon'dan sonra
söz alan İsmet Paşa (İnönü), daha ilk andan
itibaren istiklal ve hakimiyet davasını önemle
belirtmiş, "Bütün medeni milletler gibi
hürriyet ve istiklal istiyoruz" diyerek sesini
duyurmuştur.
Konferans, 4 Şubat'da Antlaşmazlık yüzünden
kesilmiş, 23 Nisan 1923'te ikinci defa
toplanarak, 24 Temmuz 1923'te Barış
Antlaşması imza edilmiştir. Lozan Barışı
sekiz aylık çetin ve uzun bir müzakere
devresinden sonra, Lozan Üniversitesi'nin
tören salonunda imzalanmıştır. Lozan'da
imzalanan belgeler, esas Barış Antlaşması,
16 adet sözleşme, protokol, beyanname ile
bir de nihai senetten ibarettir. Lozan'da
imzalanan bu belgelerle, sadece bir barış
Antlaşması yapılmamış, aynı zamanda
Türkiye ile Batı devletlerinin siyasi, hukuki,
iktisadi ve sosyal ilişkileri yeni baştan
düzenlenmiştir.
Lozan Barış Antlaşması önsözünde,
devletlerin istiklal ve hakimiyetine saygı
gösterilmesi ilkesine yer vermiştir. Bu ilke,
yeni Türkiye'nin 1. Dünya Savaşı'nın galipleri
ile eşit şartlar altında, Lozan'da siyasi bir
mücadeleye giriştiğini gösteren bir hükümdür.
Türk istiklal ve hakimiyetinin tanınması
bakımından da önem arz eder.
Esas Barış Antlaşması, bir önsöz ve 5
bölümden oluşan 143 maddedir.
Lozan Barış Antlaşması'nda düzenlenen
önemli konular aşağıda özetle belirtilmiştir
bulunmaktadır:
Sınırlar
Güney Sınırı
20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması gereğince,
Fransa ile anlaşılarak güney sınırı
kararlaştırılmış, Lozan'da bu sınır sadece
teyit edilmiştir.
Irak sınırı
Irak sınırı uyuşmazlığı çözülememiştir.
Antlaşmada, Türk topraklarının tahliyesinden
itibaren, bu uyuşmazlığın dokuz ay zarfında
dostane bir şekilde halledileceği belirtiliyordu.
Batı Sınırlarımız
Yunanlılarla batı sınırı, Misak-ı Milli'ye
uygun, Mudanya Mütarekesi'nde ön görüldüğü
gibi, Meriç nehri sınır olmak üzere
düzenlenmiştir. Karaağaç ve çevresi
Yunanlılardan alınarak savaş tamiratı
karşılığı Türkiye'ye bırakılmıştır. Ege
Denizi'nde Bozcaada ve İmroz Türkiye'ye
verilmiştir. Ayrıca, Yunanlıların elinde
bırakılan Anadolu kıyısına yakın adalar da,
askersiz hale getirilmiştir.
Azınlıklar
Birinci Dünya Savaşı'na son veren barış
antlaşmalarında azınlıkların himayesine ait
hükümler mevcuttur. Lozan Barış
Antlaşması'nın bu hususla ilgili hükümleri
incelendiğinde, azınlıklar bir ayrıcalığa sahip
olmamışlardır. Türk tebaasından sayılan gayri
Müslimlerin kanun ve hukuk düzeni önünde
eşitliği söz konusu olmuştur. Antlaşmanın
42. maddesi ile gayrimüslim azınlıklar
yararına olarak kabul edilen şahsi haklar ile
aile hakları, Medeni Kanunumuzun yürürlüğe
girmesi ile önem ve anlamını yitirmiştir.
Böylece Patrikhanelerin dünya işlerinde ve
azınlıkların şahsi muamelelerinde hiç bir
yetkileri kalmamıştır.
Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar, adli, mali ve idari sahada
yabancılara tanınan imtiyaz ve muafiyetlerdir.
Antlaşmanın 28.maddesiyle, kapitülasyonlar
bütün sonuçları ile birlikte kaldırılmış ve yeni
Türkiye, yüzyıllardan beri çekilen bir beladan
sonsuza dek kurtulmuştur.
Savaş Tazminatları
1.Dünya Savaşı'nın galipleri, bizden 1.Dünya
Savaşı sebebi ile tazminat talep ettiler.
Ayrıca buna ek olarak, işgal masraflarını,
kendi tebaalarının zarar ve ziyanlarını da
eklemişlerdir. Savaş içinde Almanya'dan borç
karşılığı rehini bulunan beş milyon altın ve
savaş yıllarında İngiltere'ye sipariş edilen
donanma bedeli de kendi ellerinde
bulunduğundan, bizlere verilmemiş ve tamirat
karşılığı tutulmuştur.
1. Dünya Savaşı'na giren mağlup devletlere
ciddi bir mali yük olan bu beladan, geleceğe
bir borç bırakılmadan, sadece fiilen elimizde
bulunmayan meblağ karşılık gösterilerek,
büyük bir başarı ile sıyrılınmıştır.
Türkiye, Yunanistan'ın harbin devamından ve
bunun neticelerinden doğan mali vaziyetini
dikkate alarak, tamirat hususunda her türlü
taleplerinden Karaağaç ve çevresinin
Türkiye'ye bırakılması şartı ile vazgeçmiştir.
BORÇ SORUNU
1854'ten itibaren Birinci Dünya Savaşı
sonuna kadar devam eden Osmanlı amme
borçları, Birinci Dünya Savaşı'nda yapılan
istikrazlar da dahil, büyük bir yekün teşkil
ediyordu.
Sene tertipleri üzerinde borcun taksimi yerine,
sermaye üzerinden borcun taksimi ile esas
borç toplamı bir hayli azaltılmıştır. Diğer
taraftan bu borçlar, Osmanlı
İmparatorluğu'ndan ayrılan devletlere de
gelirle orantılı olarak bölünmüştür. Ayrıca,
Osmanlı İmparatorluğunun Almanya,
Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan'a olan
borçları bu devletlerle de yapılan
antlaşmalarla 1.Dünya Savaşı'nın galiplerine
devredilmiştir.
Osmanlı amme borçlarının diğer çetin bir
safhası da tediye edeceğimiz borçların hangi
para ile ödenmesi hususunda kendini
göstermiştir. Karşı taraf bunu altın veya
sterlin olarak talep etmiştir. Biz, Türk parası
ve Fransız frangı olarak ödemeyi teklif ettik.
Aradaki fark muazzam meblağlara varmasına
rağmen, burada da görüşümüz kabul
edilmiştir.
BOĞAZLAR
Lozan'da imza olunan en önemli belgelerden
biri de, Türk Boğazlarının statüsü ile ilgili
sözleşmedir. Boğazlar sorunu, madde 23'de
genel olarak yer almış, Barış Antlaşması'na
ek Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile ayrıca
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Boğazlardan
serbest geçişi, Boğazlar Komisyonunun
kurulmasını, boğazların ve civarının askersiz
hale getirilmesini hedef tutan ve Milletler
Cemiyeti'nin de garantisini sağlayan
hükümleri ihtiva eden bu Sözleşme, 1936'da
Montrö (Montreux) Boğazlar Sözleşmesi ile
değiştirilmiştir. Milli hakimiyeti sınırlayıcı
hükümler kaldırılmış, milli çıkarlarımıza
uygun hale getirilmiştir.
G- Nüfus Değişimi
Lozan'da çözümlenen bir diğer önemli sorun
da, İstanbul'da yaşayan Rumlarla Batı
Trakya'da yaşayan Türkler hariç, Türkiye'deki
bütün Rumlarla Yunanistan'daki Türklerin
değiştirileceğini öngören sözleşmenin, Barış
Antlaşması'na ek olarak konmasıdır.
Lozan Barış Antlaşması, Türk Kurtuluş
Savaşı'nın sağladığı, Türk milletinin hayati
haklarını ve emellerini gerçekleştirdiği bir
eserdir. Lozan aynı zamanda, Orta Doğunun
en önemli bölgesinde, barış ve güvenliği
kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına
da hizmet etmiştir. Türkiye Lozan'da genel
olarak, Misak-ı Milli'yi gerçekleştirmiştir.
I. VE II. DÖNEM LOZAN KONFERANSI'NA
KATILAN TÜRK DELEGASYONU
Başdelege : İsmet İnönü (Dışişleri Bakanı)
Delegeler : Dr. Rıza Nur (Sağlık Bakanı), Hasan Saka
(Maliye Bakanı)
Danışmanlar :
Münir Ertegün, A. Muhtar Çilli, Veli Saltı,
Zülfü Tigrel, Zekai Apaydın, Mahmut Celal
Bayar, Şefik Başman, Seniyettin Başak,
Şevket Doğruker, Mehmet Tevfik Bıyıklıoğlu,
Tahir Taner, Nusret Metya, Yusuf Hikmet
Bayur, Zühtü İnhan, Fuat Ağralı, Mustafa
Şeref Özkan, Şükrü Kaya, Hamit Hasancan,
Cavit Bey, Hayım Naum, Baha Bey
Basın
Danışmanları : Ruşen Eşref Ünaydın, Yahya Kemal Beyatlı
Genel Sekreter
ve Danışman : Reşit Saffet Atabinen
Yazmanlar :
Ali Türkgeldi, Mehmet Ali Balin, Cevat
Açıkalın, Celal Hazım Arar, Saffet Şav,
Süleyman Saip Kıran, Rıfat Bey, Dr. Nihat
Reşat Belger, Atıf Esenbel, Sabri Artuç
Not : Yukarıdaki delegasyon 1.Dönem Lozan
Konferansı'na (20 Kasım 1922-4 Şubat 1923)
katılmıştır. Bu gruptan A.Muhtar Cilli, Veli
Saltık, Zülfü Tiğrel, M.Celal Bayar, Seniyettin
Başak, Şevket Doğruker, Zühtü İnhan, Şükrü
Kaya, Hamit Hasancan, Cavit Bey, Hayım
Naum, Baha Bey, Ruşen Eşref Ünaydın,
Yahya Kemal Beyatlı, Reşit Saffet Atabinen,
Mehmet Ali Balim, Cevat Açıkalın, Celal
Hazım Arar, Saffet Şav., Süleyman Saip
Kıran, II.Dönem Lozan Konferansı'na (23
Nisan-17 Temmuz 1923) katılmamıştır.
II. DÖNEM LOZAN KONFERANSI'NA YENİDEN
KATILANLAR
Genel Sekreter ve
Danışman : Tevfik Kamil Koperler
Yazmanlar : Naci Kenter, Hamit Eseniş, Ali Muhtar Bey,
Aziz Topkaç, Hüsnü Özer.
Not : Fransa, İsviçre ve Almanya'da görevli
hariciyecilerden Ferit Tek, Cemal Hüsnü
Taray, Cevat Üstün ve TBMM Almanya-
Avusturya basın temsilcisi ve Servet-i Fünun
dergisi sahibi Ahmet İhsan Tokgöz bir süre
konferans çalışmalarına katılmışlardır.
GAZETECİLER
I.Dönemde : Ahmet Cevdet (İkdam), Ahmet Şükrü Esmer
(Vakit), Hüseyin Cahit Yalçın (Tanin).
II.Dönemde : Velid Ebuzziya (Tevhid-i Efkar), Ahmet Şükrü
Esmer (Vatan), Suphi Nuri İleri (İleri), Ali Naci
Karacan (Akşam), Kerami Kurtbay
(Hakimiyeti Milliye), Mecdi Sadrettin Sayman
(İkdam), Kemal Salih Sel (Yeni Gün), Asım
Us (Vakit), Hüseyin CahitYalçın (Tanin),
Ahmet Hidayet Reel (Öğüt).
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol