Türk Kütüphanesi

Osmanli Dagilma Donemi

Osmanlı Devleti'nin Dağılma Dönemi (1792 –
1922)
DAĞILMA DÖNEMİ (1792 – 1922)
DAĞILMA DÖNEMİ PADİŞAHLARI :
III. Selim (1789 – 1807)
IV. Mustafa (1807 – 1808)
II. Mahmut (1808 – 1839)
Sultan Abdülmecid (1839 – 1861)
Sultan Abdülaziz (1861 – 1876)
V. Murat (1876)
II. Abdülhamit (1876 – 1909)
V. Mehmet Reşat (1909 – 1918)
VI. Mehmet Vahdettin(1918 – 1922)
XIX. Yüzyıl Devletler Tablosu :
Osmanlı Devleti’nde, 18. Yy.’da bütün
çabalara rağmen devletin çöküşü
önlenememiş, gerek içteki çöküntü, gerekse
dışta alınan mağlubiyetler ve büyük toprak
kayıpları yüzünden Osmanlı Devleti kendi
ayakları üzerinde duramayacak kadar
güçsüzleşmiştir. Büyük devletler arasında ki
sürtüşmeler ve rekabetten faydalanarak
ayakta kalmaya çalışmış, yani denge
politikası izlemiştir. 19.y.y.’ın sonlarına
kadar İngiltere, 1878 Berlin Antlaşması’ndan
sonra Almanya ile yakınlaşmaya girmiştir.
İngiltere’nin bu yüzyıldaki politikası
sömürgelerine giden yoların güvenliğini
sağlamaktır. Bu amaçla özellikle Doğu
Akdeniz’de zayıf bir Osmanlı Devleti işine
geldiğinden Osmanlı’yı Berlin Antlaşmasına
kadar desteklemiştir. Bu tarihten sonra
Osmanlı – Almanya yakınlaşması meydana
gelince Osmanlı’yı parçalamaya yönelik bir
politika takip etmiştir.
İngiltere ile rekabet halinde olan Fransa ise
Rusya ve özellikle Almanya karşısında
İngiltere ile beraber hareket etmektedir.
Sıcak denizlere inmek isteyen Rusya , hasta
adam olarak gördüğü Osmanlı’nın mirasını
paylaşmayı düşünmektedir.
Almanya ise Prusya krallığı etrafında
1870’de siyasi birliğini tamamlamış, güçlü ve
sanayileşmiş bir devlet olarak ortaya
çıkmıştır. İngiltere’nin sömürgelerine göz
dikmesi aralarında rekabete yol açmıştır.
Piyomento Krallığı etrafında siyasi birliğini
tamamlayan İtalya sömürge arayışı içindedir.
Avusturya ise, Balkanlar’ı ele geçirmek ve
Doğu Akdeniz’de yeni çıkarlar elde etmek
istemektedir.
 DAĞILMA DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
Napolyon’un Mısır’ı İşgali (1798 – 1801)
Fransız İhtilali sonucu ortaya çıkan İhtilal
Savaşları’nda büyük başarı kazanan
napolyon, İngiltere’nin Akdeniz’deki
üstünlüğüne son vermek amacıyla 1798’de
Mısır’ı İşgal etmiştir. Osmanlı Devleti
İngiltere ve Rusya’dan yardım istemiştir.
Fransız donanması Mısır önlerinde İngilizler
tarafından yakılmıştır. Osmanlı Devleti’ni
barışa zorlamak isteyen Napolyon, Akka
Kalesi’ni kuşatmışsa da Cezzar Ahmet Paşa
yönetimindeki Nizam-ı Cedit orduları
karşısında ilk mağlubiyetini almıştır. 1801 El-
Ariş Antlaşması’nı imzalayan Fransa
Mısır’dan çekilmiştir.
Not-1 : Osmanlı – Fransız ilişkileri bu olayla
ilk kez bozulmuş, fakat 1804 Sırp İsyanı’ndan
sonra tekrar düzelmiştir.
Not-2 : Osmanlı denge politikası izlemeye
başlamıştır.
 Not-3 : Rus donanması ilk kez boğazlardan
serbestçe geçmiştir.
Not-4 : Fransa Doğu Akdeniz’deki etkinliğini
kaybetmiştir.
1806 – 1812 OSMANLI – RUS SAVAŞI :
Nedenleri :
- Rusya’nın geçici olarak işgal ettiği Ege
Adaları’nı Fransız tehlikesi sürdüğü
gerekçesiyle boşaltmaması
- Ruslar’ın Mora, Eflak, Boğdan ve Sırpları
kışkırtması
 - Osmanlı’nın Rusya yanlısı tavır izleyen
Eflak ve Boğdan beylerini görevden alması
- Boğazlar’ı Ruslar’a kapatması
- Napolyon’un Osmanlılar’ı kışkırtması
yüzünden savaşlar başlamıştır. Napolyon’un
iki yüzlülüğü sebebiyle yalnız kalan Osmanlı
Devleti mağlup olarak barış istemiştir.
1812 Bükreş Antlaşması :
- Baserabya Rusya’ya bırakılacak
- Prut Nehri sınır olacak
- Rusya savaşta işgal ettiği Eflak ve
Boğdan’dan çekilecek
- Sırplara imtiyaz verilecektir.
Not : İlk kez bir azınlığa imtiyaz
verilmiştir.Bu daha sonra diğer azınlıklara da
yol göstermiştir.
MİLLİYETÇİLİK İSYANLARI(ULUSÇULUK
HAREKETLERİ)
 ** Sırp İsyanı (1804 – 1878)
Sebepleri :
¨ Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı
milliyetçilik akımı
¨ Rusya’nın kışkırtması
¨ Osmanlı merkezi otoritesinin bozulması
¨ Gönderilen yöneticilerin haksız davranışları
¨ Osmanlı Avusturya savaşlarında
Sırbistan’ın savaş alanı haline gelmesi
İlk isyan 1804’de Kara Yorgi tarafından
çıkarılmış, Rus savaşları yüzünden uzun süre
bastırılamamıştır. 1812 Bükreş Antlaşması ile
imtiyazlar elde eden Sırplar, 1829 Edirne
Antlaşması ile özerklik kazanmış, 1878 Berlin
Antlaşması ile de bağımsızlıklarını elde
etmişlerdir.
 Not : Sırplar Osmanlı’ya karşı ilk ayaklanan
millettir.
 ** Yunan İsyanı (1820 –1829) :
Sebepleri :
¨ Milliyetçilik akımı
¨ Rusya’nın kışkırtması
¨ Avrupa Devletlerinin Rumlar’ı eski Yunan
uygarlığının temsilcileri olarak kabul etmeleri
¨ Etnik-i Eterya’nın çalışmaları
¨ Osmanlı yönetimindeki bozulmalar
¨ Rum aydınlarının çalışmaları
İlk isyan 1820’de Eflak’ta çıkmış, fakat
Tepedelenli Ali Paşa tarafından bastırılmıştır.
Ali Paşa’nın Osmanlı yöntemiyle arasının
bozulup isyan etmesiyle uygun ortamı bulan
Rumlar 1821’de Mora’da isyan etmişler,
Avrupa devletlerinin de desteğini alan isyan
bastırılamamıştır. Mısır valisi Kavalalı
Mahmet Ali Paşa’dan yardım istenmiş,
Mehmet Ali Paşa Mora ve Girit valiliğine
karşılık yardım ederek isyanı bastırmıştır.
Buna kızan Avrupa devletleri, Navarin’de
Osmanlı ve Mehmet Ali Paşa donanmasını
yakmışlardır. Osmanlı Devleti tazminat
istemiş, buna karşılık Avrupa devletleri
Yunanistan’ın bağımsızlığını teklif etmişlerdir.
Kabul edilmeyince Fransa geçici olarak
Mora’yı İngiltere İskenderiye’yi işgal etmiştir.
Rusya ile savaş açmıştır. Yapılan savaşı
kaybeden Osmanlı Devleti, 1829 – Edirne
Antlaşması ile Yunanistan’ın bağımsızlığını
tanımıştır.
 1827 – 1829 OSMANLI – RUS SAVAŞI :
1826 Yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılmış,
yerini dolduracak bir ordu kurulamamıştı.
Ordusunu ve donanmasını kaybeden Osmanlı
Devleti Rusya karşısında başarılı olamamış,
Ruslar doğuda Erzurum’a, batıda Edirne’ye
kadar ilerlemişlerdir. Osmanlı Devleti barış
istemek zorunda kalmıştır.
- 1829 Edirne Antlaşması :
¨ Yunanistan bağımsız olacak (ilk kez bir
azınlık bağımsızlık kazandı.)
¨ Sırplar’a özerklik verilecek (ilk kez bir
azınlık özerklik kazandı.)
¨ Eflak ve Boğdan Osmanlı İmparatorluğu’na
bağlı kalacak fakat buralara imtiyaz verilecek
(Romanya’nın temelleri atılmıştır.)
¨ Osmanlı Devleti 8.500.000 lira savaş
tazminatı ödeyecek
¨ Doğu’da Batum’a kadar olan topraklar
Rusya’ya bırakılacak
Not-1 : Küçük Kaynarca’dan sonra
imzalanan en ağır anlaşmadır.
Not-2 : Fransa’nın Cezayir’i işgaline zemin
hazırlamıştır. (Kuzey Afrika’da kaybettiğimiz
ilk topraktır – 1830)
Not-3 : Mısır sorununa sebep olmuştur.
MISIR SORUNU
Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa,
Mısır’da güçlü bir yönetim,ekonomi, ordu ve
donanma oluşturmuştu. Mora İsyanı’nın
bastırılmasında yardım istenince, Mora ve
Girit valiliğini istemiş fakat Edirne
antlaşmasıyla Mora’da Yunanistan kurulunca,
Mora’ya karşılık Suriye valiliğini istemiştir. II.
Mahmut Girit’i vermekle beraber Suriye
valiliğini vermemiş, bunun üzerine Mehmet
Ali Paşa isyan etmiştir. Oğlu İbrahim paşa
komutasındaki Mısır ordusu Suriye’yi ele
geçirmiş,Osmanlı ordusunu Adana ve
Konya’da mağlup ederek Kütahya’ya kadar
ilerlemiştir. İstanbul tehlikeye girince II.
Mahmut Rusya’dan yardım istemek zorunda
kalmıştır. Rus donanma ve ordusu İstanbul
önlerine gelince bu durumdan İngiltere ve
Fransa rahatsız olmuştur. Onların müdahalesi
ile sorun uluslar arası bir hal almış ve
Kütahya Antlaşmasıyla belli bir süre için
çözüme kavuşturulmuştur.
1833 Kütahya Antlaşması :
¨ Mehmet Ali Paşa’ya Mısır valiliğine ek
olarak Suriye ve Girit valiliği
¨ Oğlu İbrahim Paşa’ya Cidde valiliğine ek
olarak Adana valiliği verilmiştir.
Not-1 : Osmanlı Devleti’nin bir valisi
karşısında mağlup olması güçsüzlüğünü
ortaya koymuştur.
Not-2 : İki taraf da antlaşmadan memnun
kalmamıştır.
HÜNKAR İSKELESİ ANTLAŞMASI (1833) : II.
Mahmut , Mehmet Ali Paşa’dan çekindiği,
İngiltere ve Fransa’ya da güvenmediği için
Rusya’yla ittifak yapma yoluna gitmiştir. Bu
antlaşmaya göre ;
* Osmanlı Devleti bir saldırıya uğrarsa
Rusya ordu ve donanma yardımı yapacak,
fakat masraflarını Osmanlı karşılayacak.
* Rusya saldırıya uğrarsa, Osmanlı Devleti
Boğazları kapatacak.
* Antlaşma 8 yıl geçerli olacak
Not : Böylece Boğazlar sorunu ortaya
çıkmıştır. Antlaşma İngiltere ve Fransa’nın
tepkisine sebep olurken, Rusya amacına bir
adım daha yaklaşmıştır. Osmanlı Devleti
egemenlik hakkını kullanarak son kez
Boğazlar’la ilgili olarak kendisi karar
vermiştir.
 ** BALTA LİMANI ANTLAŞMASI (1838)
8 Yıl sürecek antlaşmanın sonuna
yaklaşılması ve Mehmet Ali Paşa’yla
gerginliğin devam etmesi, Mısır ve Boğazlar
sorununda İngiltere’nin desteğini almak
isteyen Osmanlı Devleti’ni İngiltere ile
antlaşma imzalamaya sevketmiştir. Böylece
İngiltere’ye çok geniş ayrıcalıklar verilmiştir.
MISIR SORUNU’NUN ÇÖZÜMLENMESİ :
Kütahya Antlaşması ile elde ettiği topraklarla
yetinmek istemeyen M. Ali Paşa ve verdiği
toprakları geri almak isteyen II. Mahmut
arasında 1839 Nizip Savaşı meydana
gelmiştir. Osmanlı ordu ve donanması
mağlup olmuş, mağlubiyet haberi İstanbul’a
gelmeden ölen II. Mahmut’un yerine
Abdülmecit tahta çıkmıştır.
Hünkar İskelesi Antlaşması’na göre
Rusya’nın yardım istemesinden çekinen
İngiltere Mısır sorununu uluslar arası bir
konferansa çekmiş, Fransa hariç Avrupa’nın
büyük devletlerinin katıldığı bir antlaşma
imzalanmıştır.
 ** 1840 Londra Mukavelenamesi
¨ Mısır hukuken Osmanlı Devleti’nin olacak,
yönetimi Mehmet Ali Paşa ve ailesine
verilecek(Mısır Hidivliği)
¨ Suriye, Girit, Adana, Cidde, Osmanlı’ya geri
verilecek
 ¨ Mısır Osmanlı’ya yıllık vergi ödeyecektir.
Not-1 : Mısır iç işlerinde bağımsız, dış
işlerinde Osmanlı Devletine bağlı eyalet
durumuna gelmiştir.
Not-2 : Fransa’ya güvenerek antlaşmaya
uymayan M. Ali Paşa, Osmanlı – İngiliz
donanmasına yenilince antlaşmaya uymuştur.
BOĞAZLAR SORUNUNUN ÇÖZÜMLENMESİ
Hünkar iskelesi Antlaşması’nın süresinin
dolması üzerine bu antlaşmanın
yenilenmesini engellemek isteyen İngiltere
sorunu uluslararası bir konferansa taşımıştır.
İngiltere, Rusya, Fransa, Prusya, Avusturya ve
Osmanlı Devleti katılmıştır.
1841 Londra Antlaşması (Londra Boğazlar
Sözleşmesi) :
¨ Boğazlar Osmanlı Devleti egemenliğinde
olacak
 ¨ Savaş gemileri geçemeyecek fakat ticaret
gemilerinin boğazlardan geçşi serbest
olacaktır.
 Not-1 : İlk kez Boğazlar’ın durumu uluslar
arası bir konferansta belirlenmiştir.
Not-2 : Rusya Hünkar İskelesi’yle elde ettiği
hakları kaybetmiştir.
Not-3 : İngiltere ve Fransa Akdeniz’deki
güvenliklerini sağlamışlardır.
Not-4 : Osmanlı’nın Boğazlar üzerindeki
mutlak egemenliği sona ermiştir.
KIRIM SAVAŞI (1853 – 1856)
Sebepleri :
- Rusya’nın sıcak denizlere inmek istemesi
- Boğazlar üzerinde söz sahibi olabilmek için
Hünkar İskelesi’ne benzeyen bir antlaşma
yapmak konusunda Osmanlı’ya baskısı
- Balkan toplumlarının kışkırtması
- Kutsal yerler sorunu
- İstanbul’a elçi olarak gönderilen prens
Mençikof’un saygısız ve tutarsız istek ve
davranışları
 Rusya Osmanlı’ya savaş açarak doğudan ve
batıdan taarruza geçmiştir. İngiliz ve Fransız
donanmasının Boğazlar’dan geçerek, İstanbul
önlerine gelmesine kızan Ruslar, Sinop
limanında bulunan Osmanlı donanmasını
yakmıştır. (1853 Sinop Baskını). Rusya’nın
güçlenmesi, Boğazlar’da söz sahibi olması ve
Akdeniz’e inmesi Avrupa devletlerinin
çıkarlarına ters düşmekteydi. Bu amaçla
İngiltere, Fransa ve Piyemento Osmanlı’nın
yanında savaşa katıldılar. Müttefik orduları
karşısında Rusya tutunamayarak mağlup
oldu. Rus yönetiminde de değişiklik olmuş,
yeni Çar barış istemiştir. Paris’teki barış
görüşmelerine İngiltere, Fransa, Piyemento,
Avusturya, Prusya, Rusya ve Osmanlı Devleti
katılmıştır.
 1856 Paris Antlaşması :
¨ Karadeniz tarafsız bir bölge olacak, burada
Osmanlı ve Rusya donanma ve tersane
bulunduramayacak
 Yorum : Osmanlı Devleti galip geldiği
savaşta mağlup muamelesi görmüştür.
¨ Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti
sayılacak ve toprak bütünlüğü Avrupa
devletlerinin garantisi altında olacak
Yorum-1 : Böylece Avrupa devletler
hukukundan faydalanacak ve Rusya
karşısında toprak bütünlüğü korunmuş
olacaktır.
 Yorum-2 : Osmanlı Devletinin kendi
topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz
olduğu ortaya çıkmıştır.
¨ Osmanlı ve Rusya savaşta işgal ettiği
yerlerden geri çekilecek
¨ Eflak ve Boğdan’a özerklik verilecek
¨ Boğazların durumu 1841 Londra
Antlaşması’na göre olacak
¨ Tuna Nehri’nin yönetimi bir komisyona
bırakılacak ve ticaret gemilerine açık olacak
¨ Avrupa devletleri Osmanlı’nın yapacağı
ıslahatlara karışmayacak.
Not-1 : Paris Konferansı esnasında Osmanlı
Devleti Islahat Fermanı’nı hazırlayarak
konferansa sunmuştur. (iç işlerine
karışılmasını önlemek amacıyla).
Not-2 : Rusya, Küçük Kaynarca ve Edirne
Antlaşması ile elde ettiği hakları kaybetmiştir.
Not-3 : Osmanlı Devleti ilk kez Kırım Savaşı
esnasında Abdülmecit zamanında 1854’de
İngiltere’den borç almıştır.
Not-4 : Islahat Fermanı’nın antlaşma
metninde yer alması Avrupa’nın içişlerimize
karışmasına zemin hazırlamıştır.
1877 – 1878 OSMANLI – RUS SAVAŞI (93
HARBİ)
 Sebepleri :
- Almanya ve İtalya’nın siyasi birliğini
kurmasıyla Avrupa’da meydana gelen
gelişmelerden Rusya’nın faydalanmak
istemesi.
 - Kırım Savaşı’yla kaybettiği hakları elde
etmek istemesi
- Karadeniz kıyılarını silahlandırmak
istemesi
 - Bosna – Hersek, Sırbistan, Romanya,
Karadağ ve Bulgaristan’da kışkırtmalarda
bulunarak isyanlar çıkartması.
- Osmanlı Devleti’nin kuvvet kullanarak
isyanları bastırması ve Rusya yanlısı beyleri
görevden alması
- Böylece Balkan bunalımının ortaya çıkması
- Balkan bunalımını görüşmek için toplanan
Berlin, Londra, İstanbul konferansları
kararlarının Osmanlı Devleti’nce kabul
edilmemesi
 Not : İstanbul konferansı toplandığı esnada
Jön Türkler’in gayretleriyle Avrupa
devletlerinin iç işlerimize karışmasını
engellemek için Kanuni Esasi ilan edilerek I.
Meşrutiyet Dönemi başlamıştır. (23 Aralık
1876)
 Rusya ile yapılan savaşta ağır mağlubiyetler
alınmış, Ruslar doğudan Erzurum’a batıdan
İstanbul yakınlarında Yeşilköy’e kadar
ilerlemişlerdir. Osmanlı Devleti barış
istemiştir.
 1878 Ayestefanos (Yeşilköy) Antlaşması :
- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız
olacak
 - Batum, Kars, Ardahan, Artvin, Doğu Beyazıt
ve Eleşkirt Rusya’ya bırakılacak
- Büyük bağımsız Bulgaristan kurulacak
- Osmanlı savaş tazminatı ödeyecek (30
milyon)
 - Bosna – Hersek’e muhtariyet verilecek
- Yunanistan’a Teselya bölgesi verilecek
- Ermeni ve Rum azınlıklara ayrıcalıklar
verilecektir.
 Not : Rusya tarihi emellerine ulaşma yolunda
önemli bir adım atmıştır. Balkanlar ve
boğazlarda elde ettiği haklar özellikle
İngiltere ve Avusturya’nın çıkarlarına ters
düşmüştür.
 Denge politikası izleyen II. Abdülhamit’in
müracatı ile Avrupa devletlerinin baskısıyla
Berlin Antlaşması imzalanmış ve Ayestefanos
yürürlüğe girememiştir. Ölü doğmuş bir
antlaşmadır. (Sevr ile ortak yanı)
1878 Berlin Antlaşması :
- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız
olacak
 - Batum, Kars, Ardahan ve Artvin Rusya’ya
bırakılacak fakat Doğu Beyazıt ve Eleşkirt
Osmanlı’da kalacak
- Bulgaristan üçe ayrılacak; Makedonya
Osmanlı’da kalacak, Doğu Rumeli Hıristiyan
bir valinin yönetiminde imtiyazlı bir eyalet
olacak, asıl Bulgaristan ise Osmanlı’ya bağlı
özerke bir prenslik olarak kalacak.
- Savaş tazminatı 60 milyona çıkarılacak
- Bosna – Hersek Osmanlı’ya ait olacak
fakat yönetimi Avusturya’ya bırakılacak
- Yunanistan’a Teselya bölgesi verilecek
- Ermeni ve Rum azınlıklara ayrıcalıklar
verilecektir.
 Not : 19. Y.y. da imzalanan en ağır
antlaşmadır. Rusya, Balkanlar ve Boğazlar
üzerinde Ayestefanos ile elde ettiği hakları
kaybetti. İngiltere ile Avusturya en karlı çıkan
devletlerdir. Osmanlı Devleti açısından önemli
bir değişiklik olmamış, yalnız Rusya’nın
Osmanlı’yı parçalama emellerine set
çekilmiştir. Ermeni meselesi ortaya çıkmıştır.
Osmanlı Alman yakınlaşması başlamıştır.
İngiltere, Osmanlı’yı korumaya yönelik
politikasını değiştirmiş, bundan sonra
parçalamaya çalışmıştır. Osmanlı Devleti’nin
tek kazancı Doğu Beyazıt olmuş, Kıbrıs gibi
önemli bir üs kaybedilmiştir.
DAĞILMA DÖNEMİ ISLAHATLARI
II. MAHMUT DÖNEMİ ISLAHATLARI (1808 –
1839)
 II. Mahmut zamanında hemen her alanda ve
Avrupa direkt taklit edilerek ıslahatlar
yapılmıştır.
 - Askeri Alanda :
¨ Alemdar Mustafa Paşa tarafından Nizam-ı
Cedit’e benzeyen yeni bir ordu kurulmuştur.
Fakat Yeniçeriler tepki göstererek isyan
etmişler. Alemdar Mustafa Paşa öldürülmüş
ve kurulan Sekban-ı Cedit ocağı kapatılmıştır.
¨ II. Mahmut yeniçerilerden oluşan Eşkinci
adıyla yeni bir ocak kurmuşsa da talim
yapmak istememeleri yüzünden ocağı
kapatmıştır.
 ¨ 1826 Vakay-ı Hayriye : 1826 da halkın ve
ulema sınıfının da desteğiyle Yeniçeri Ocağı
kaldırılmış, bu olaya Vakay-ı Hayriye
denmiştir.
 Not : Padişahların devlet üzerindeki otoritesi
yeniden sağlanmış, ayrıca ıslahatların
önündeki en büyük engel kaldırılmıştır.
¨ Yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye
ordusu kurulmuştur.
¨ Seraskerlik makamı kurulmuştur.
- Yönetim Alanında :
¨ Sened-i İttifak (1808) : Ayanlar ile yapılan
bir antlaşmadır. Buna göre, ayanlar devlete
itaat edecek ve yeniliklere karşı çıkmayacak,
buna karşılık bulundukları bölgelerde vergi ve
asker toplayabileceklerdir.
Not : Hükümdarın yetkilerinin ilk kez
sınırlandırılması bakımından Magna
Charta’ya benzer. Zorla imzalatılmamış
olması bakımından farklılık gösterir.
¨ Divan kaldırılmış yerine nazırlıklar
(bakanlıklar) kurulmuştur.
¨ Memurlara rütbe ve nişan sistemi
getirilmiştir.
 ¨ İlk kez nüfus sayımı yapılmıştır. (Askeri
amaçlı)
 ¨ İller merkeze bağlanmıştır.
¨ Dirlik sistemi kaldırılmıştır. (Memurlara
maaş bağlandı)
¨ Dar’üş-Şuray-ı Bab-ı Ali (ıslahatlara
öncülük etmek için), Dar’üş-Şuray-ı Askeri
(askerlik işlerini düzenlemek için), Meclis-i
Valay-ı Ahkam-ı Adliye (adalet işlerini
düzenlemek için) kurulmuştur.
¨ Muhtar tayinleri yapılmıştır.
- Eğitim ve Kültürel Alanda :
¨ II. Mahmut resmini yaptırarak devlet
dairelerine astırdı.
¨ Posta, polis ve karantina teşkilatları
kuruldu.
 ¨ Memurlara fes ve pantolon giyme
zorunluluğu getirildi.
¨ Avrupa tarzı okullar açılmış, bu da
eğitimde ikiliklerin çıkmasına sebep olmuştur.
(Rüşdiye, Tıbbıye, Harbiye, Enderun’un yerine
Mekteb-i Maarif-i Adliye)
¨ İlk kez Avrupa’ya öğrenci gönderildi.
¨ İstanbul’da ilk öğretim zorunlu hale
getirildi.
 ¨ Takvim-i Vakayi adlı ilk resmi gazete
çıkarıldı.
 ¨ Yabancı müzik serbest bırakıldı.
- Ekonomik Alanda :
¨ İngilizler’le Balta Limanı Antlaşması
yapıldı (1838).
¨ Yerli malı kullanımı teşvik edildi.
¨ Yerli tüccarların rekabet edebilmesi için
gümrük kolaylıkları getirildi.
¨ Memurların ve askerlerin elbiselerinin yerli
kumaştan yapılmasına çalışıldı.
TANZİMAT DÖNEMİ (1839 –1876) :
- Tanzimat Fermanı (Gülhane-i Hatt-ı
Hümayun) (1839) :
Boğazlar ve Mısır sorununda Avrupa
devletlerinin desteğini almak ve azınlıklara
imtiyaz verme baskılarına son vermek
amacıyla Abdülmecid zamanında Dışişleri
bakanı Mustafa Reşit Paşa tarafından
hazırlanmış ve Gülhane parkında okunmuştur.
II. Mahmut döneminde başlayan batılı toplum
oluşturma çalışmalarına hız vermiştir.
Osmanlı Devleti’nde bütün ıslahatlarda
olduğu gibi Tanzimat Fermanı’nda da yenilik
isteği halktan değil yönetici tabakadan
gelmiştir. (Meşrutiyetler hariç). Tanzimat
Fermanı ilk kez padişahın üzerinde bir kanun
gücü olduğunu göstermiştir. (Bu yönüyle
Magna Charta’ya benzer). Bir hukuk devleti
olma yolunda önemli bir adımdır,
anayasacılık hareketi başlamıştır.
Maddeleri :
¨ Halkın can, mal ve namus güvenliği
sağlanacaktır.
 ¨ Askerlik, vatan hizmeti haline getirilmiş,
askere alma ve terhis işlemleri belirli
kurallara göre yapılacaktır.
¨ Vergiler, herkesin gelirine göre alınacaktır.
¨ Kanunlar herkese eşit uygulanacak ve
mahkemeler açık olacak
¨ Herkese mal, mülk, edinme ve istediği gibi
tasarruf hakkı sağlanacak.
¨ Rüşvet ve iltimas önlenecek.
Not-1 : Mülkiyet hakkı güvence altına
alınmıştır.
 Not-2 : Batılılaşma hareketi hızlanmıştır.
Tanzimat Dönemi Yenilikleri :
- Islahat Fermanı ilan edilmiştir (1856)
- İl genel meclisleri kurulmuştur.
- İltizam yolu ile aşar vergisi toplama usulü
kaldırılmış, maliye bakanlığı tarafından
toplanması kararlaştırılmıştır.
- Cizye miktarının belirlenmesi işi
patrikhaneye verilmiştir.
- İlk kağıt para basılmıştır. (Kaime – 1844)
- İlk dış borç İngiltere’den alınmıştır. (Kırım
Harbi esnasında – 1854)
- İlk demiryolu hattı kurulmuştur. (İzmir –
Aydın hattı)
- İlk telgraf okulu açılmıştır.
- Eğitim bakanlığı kurulmuş, okullar ilk, orta,
lise ve yüksekokul diye kısımlara ayrılmıştır.
- Öğretmen okulları ve mülkiye mektebi
açılmıştır.
 - Kız öğrenciler ilk kez okullara alındı.
- Şer’i kanunların yanında Avrupai tarz
kanunlar yapılmış bu da hukukta ikilik ortaya
çıkmasına sebep olmuştur.
Islahat Fermanı (1856) :
Kırım savaşı’nın sonunda 1856’da Paris’te
toplanan barış konferansına sunulmuştur.
Not : Fermanın sunulmasındaki amaç
Osmanlı Devleti üzerindeki baskıları azaltmak
konferanstan olumlu sonuçlar almak ve iç
işlerimize karışmalarını engellemek olmakla
beraber Avrupa devletlerinin iç işlerimize
müdahalesine daha fazla zemin hazırlamıştır.
Ferman daha çok hıristiyan azınlığa ve
onların haklarını, ayrıcalıklarını genişletmeye
yöneliktir.
Maddeleri :
- Din ve mezhep özgürlüğü sağlanacaktır.
- Okul, kilise, hastahane gibi binaların tamiri
ve yeniden inşaası sağlanacaktır.
- Hıristiyan ve yahudi azınlığı küçük
düşürücü sözler yasaklanmıştır.
- Hıristiyan azınlıklara devlet memurlarına ve
çeşitli okullara girme imkanı verilmiştir.
- Mahkemelerin açık yapılması, herkesin
kendi dinine göre yemin etmesi,
hapishanelerin ıslahı ve kanunların
azınlıkların diline çevrilmesi
kararlaştırılmıştır.
 - İşkence, dayak ve angarya kaldırılmıştır.
- Vergiler herkesin gelirine göre alınacak
- Azınlıklara bedelli askerlik getirildi.
- Hıristiyanlar da il genel meclisine üye
olabilecekler
 - Yabancılara da vergilerini vermek şartıyla
mal mülk sahibi olma imkanı verilmiştir.
- Azınlıklara da banka, şirket, okul açma
imkanı verilmiştir.
Not : Müslüman halka bir ayrıcalık
getirmezken gayr-ı müslim halkın hakları
daha da genişletilmiştir.
I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ (1876)
Balkan bunalımını görüşmek üzere İstanbul
Konferansı toplandığı esnada Avrupa
devletlerinin iç işlerimize karışmasını
engellemek için 23 Aralık 1876’da
Osmanlıcılık fikrini savunan Jön Türklerin
gayretleriyle Kanun-i Esasi ilan edilerek
Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Meclisi Ayan
ve Mebusan olmak üzere iki tane meclis
açılmıştır. Ayanlar meclisi üyeleri padişah
tarafından seçilir ve ölene kadar üye kalırlar.
Meclis-i Mebusan üyeleri 50.000 kişide 1
olmak üzere halk tarafından seçilir.
Anayasaya göre yürütmeden padişah ve
hükümet, yasamadan meclis sorumludur.
Fakat son söz padişahındır. Hükümet
padişaha karşı sorumludur. Padişahın meclisi
açma kapatma yetkisi vardır.
Not-1 : Halk padişahın yanında ilk kez
yönetime katılmıştır.
Not-2 : 93 harbini bahane eden II.
Abdülhamit meclisi fethetmiştir.
Not-3 : 1881’de dış borçlarımızla ilgili
Duyun-ı Umumiye (dış borçlar genel idaresi)
kurulmuştur.
 II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ (1908)
İttihat ve Terakkiciler’in baskıları sonucu II.
Abdülhamit 1908 Reval Görüşmeleri sırasında
meşrutiyeti yeniden ilan etmiştir. Türkçülük
fikri devlet üzerinde etkili olmaya başlamıştır.
Not : II. Meşrutiyet ile yönetimi fiilen ele
geçiren İttihat ve Terakkiciler 1913 Bab-ı Ali
baskını ile iktidarı resmen ele geçirmişlerdir.
(23 Ocak 1913)
Bir takım yeniliklerle yürürlüğe giren
Anayasaya göre padişahın meclisi açma,
kapatma yetkisi sınırlandırılmış, hükümet
meclise karşı sorumlu hale gelmiş, devlet
kademelerine gelebilmek için müslüman olma
şartı kaldırılmıştır.
31 Mart Vak’ası (13 Nisan 1909)
İttihat ve Terakki yönetiminden memnun
olmayanlar ve muhalifler isyan etmişler,
Selanik’ te oluşturulan Mahmut Şevket Paşa
komutasındaki hareket ordusu gelerek isyanı
bastırmıştır.
 Not-1 : Rejimi değiştirmeye yönelik ilk isyan
hareketidir.
Not-2 : II. Abdulhamit isyanla alakalı
görülerek meclis kararıyla tahttan
indirilmiştir.
Not-3 : Mustafa Kemal bu orduda Kurmay
Yüzbaşı olarak görev yapmıştır.
Not-4 : Bu dönemde kız öğrenciler için
yüksekokul açıldı.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol